14 Şubat 2014 Cuma

İyi ki Öldün Valentine!

Sevgili Valentine,
Sen bu satırları okurken, insanlar senin ölümün münasebetiyle sevdiklerine deli gibi alışveriş yapıyor olacak. Alışveriş yapmayanlar da sevdiklerinden paparayı yiyecekler. Farkındayım fazla laubali bir mektup olacak ama günümüzün cılkı çıkmış aşklarını anlatmaya böyle bir mektup fazla bile...
Hatırlar mısın bilmem, senin hikayen daha Roma İmparatorluğu zamanına dayanıyor. Bu günlerde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi Juno'ya duyduğumuz saygıdan ötürü tatil yapardık. Juno ayrıca halkımız tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu. 14 Şubat'ı takip eden 15 Şubat günü ise Lupercalia Bayramı başlardı. Ne kadar önemliydi o gün bizler için... Zira yaşantıları kesin kurallarla sınırlandırılmış, bunun sonucu olarak da bir birliktelik şansı olmayan gençlerimiz, bayram süresince birbirlerinin partneri olurlardı. İşin en güzel yanı neydi biliyor musun Valentine, bu birliktelikler birbirine aşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu. Ta ki, zalim İmparator II. Claudius, Roma'yı kendi katı kuralları ile zalimce yönetene kadar. İmparatorumuzun en büyük  problemi ordusunda savaşacak adam bulamamaktı. Onun dediğine göre, bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriymiş. İşte bu yüzden İmparator Efendi nişan ve evlilikleri kaldırdı. Hey gidi günler hey, sen de Claudius zamanında papazlık yapıyordun. Senin gibi papaz olan Aziz Marius'la birlikte Claudius'un yasağına rağmen az çifti evlendirmediniz... Tabi ki, o elem güne kadar... Sen tutuklandın ve şehir meydanında sopayla dövülerek öldürüldün. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat Günü Hıristiyan mezarlığına gömüldün.
Şimdilerde neler oluyor sen gittikten sonra diye sorarsan, bence sorma... Zira ölümün kapitalist toplumların rantı haline geldi. Durmadan insanlara delice alışveriş yapın ki, sevdikleriniz sizi sevsin ve size saygı duysun mesajı empoze ediliyor. Ne kadar hediye o kadar sevgi. Halbuki bilmezler asıl sevginin tek bir güne sığamayıp, hergün özel olduğunu... En çok canımı acıtan ne biliyor musun, Valentine? Bu 'sevgililik oyunu'nu zariflik hayranı olan kadınlar üzerinden oynamaları. Komşuda görünce annesine koşup ağlayan çocuklar gibi, kadınlar da eşlerine, sevgililerine "Hadi beni de tek bir gün hatırla" diye ısrar ediyorlar. Ne diyeyim be sevgili Valentine, sevgi ölmüş cenaze namazı kılınıyor. Biliyor musun Müslümanlardan öğrendim bu değimi... Artık onlar da kutluyorlar bu günü. Beynelmilel oldu anlayacağın... Sevginin dili, dini, ırkı olmadığını bilirdim ama fiyatı olduğunu yeni yeni öğreniyorum.
Evet, mektubu burada bitirirken sana iç açıcı şeyler yazamadığım için bağışla beni Valentine... Ne diyeyim belki bir dahaki, mektupta yazacak güzel şeyler yaşarım. He bu arada camdan dışarı bakınca içimden dedim ki, "İyi ki ölmüşsün be Valentin... Yoksa bu zavallı insanlık, yılda bir kere de olsun 'sevgi' kelimesini kullandıkları günü nasıl hatırlardı?!
Sevgilerimle,
Roma'dan bir dost...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder